21 Nisan 2024 Pazar

Öldüğünü Google'dan Öğrenen Adam ve Diğer Tuhaf Hikayeler- Doğu Yücel

 


"İnsan buna hayıflanmaz mı şimdi? Biliyorum, hayattayken en büyük korkumuz hayatın bir gün sona ereceği gerçeğidir ama yine de herkes, en derininde ölümüne şahit olmak ister. Son nefesimizi verirken dudaklarımıza değen rüzgarı hissetmeyi, bitiş çizgisindeki kalp atışımıza kulak vermeyi, dünyaya son bir bakış atmayı, bu asla tekrarlanmayacak tek, eşsiz ve nihai anların tümünü tecrübe etmeyi illaki isteriz. Sizi bilmem ama ben bu anları kaçırmak istemezdim. Nerden baksanız haksızlık bu. Düşünsenize onca yıl hayata tutundum, hayat cümlemim öznesi oldum, cümlenin sonunda noktanın atılmasından mahrum kaldım."(s.14)

"Zaten hayat denen bilmece için yapılan en gerçeğe yakın tasvirin kum saati olduğunu düşünmüşümdür hep. Varlığımız bir avuç kum tanesi. Her geçen saniye eksiliyoruz. Hatıralarımız, rutinlerimiz, attığımız adımlar, yaptıklarımız, hepsi aşağıda birikiyor. En başta herkeste eşit oranda kum var ve kumların dökülme hızı da aynı. Fakat o hız hastalıklar, hava kirliliği, küresel ısınma, organik olmayan yiyecekler falan eklenince kişiden kişiye değişmeye başlıyor, bir bakıyorsunuz kum saatinin dar boğazı genişliyor ve kumların akış hızı hızlanıyor. Bir de benim gibi vakalar var; bir motosiklet ya da başka bir şey çat diye kırıyor o boğazı. Evet, çat diye."(s.17)

"Derken her şey karanlığa karıştı, uyandığınızda hatıranızda tutamadığınız rüyalar, ayrıldığınızda anlamını kaybeden tüm o hatıralar gibi."(s.41)

Tür: Öykü

Sayfa sayısı: 198

Can Yayınları

*

Namaste!

20 Nisan 2024 Cumartesi

Maviye İz Süren'e Dair XXII



İçeriğiyle olsun, tarzıyla olsun beğeniyle takip ettiğim çok iyi bloglar var. Bunlardan biri, La Paragas. Blogun kıymetli yazarı Buraneros, ilk öykü kitabım Maviye İz Süren için enfes bir yorum yazmış. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Özgün üslubuyla kendisinden de bir kitap beklediğimi söylemeliyim. 

İyi ki varsınız!


Namaste!

17 Nisan 2024 Çarşamba

Frasier, 2023

 


İzlediğim uzun soluklu Seinfeld dizisi bitince önce mini dizilere takıldım. Daha sonra Robert'ın kitabında sıklıkla bahsettiği Frasier dizisini araştırmaya koyuldum. 

Ben dizinin eski versiyonunu ancak sıraya koymuşken yeni versiyonu yayınlanmış bile:) Bu sefer dizinin yeni versiyonunu izlemeye karar verdim. Bu sezonda 68 yaşındaki kibirli psikiyatrist, Frasier Crane,  Harvard Üniversitesi'ne hoca olarak dönüyor, çocukken ihmal ettiği oğluyla büyük bir evde yaşamaya başlıyor. İkilinin ve yakın çevresinin başından geçenler ince nüktelerle, kıvrak zeka oyunlarıyla izleyenlere aktarılıyor. İlk sezonu bitirdim, iyi bir izlenim bıraktı. Devam ederim diye düşünüyorum. Eski, başlangıç sezonlarına döner miyim? Bilemem...

Benimle yürüyen dizilerden bahsetmişken, sinema günceme Star Wars 8'i de bitirdiğimi not düşeyim.

Namaste! 

8 Nisan 2024 Pazartesi

Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri- Irvin D. Yalom

 


" Aşkın Celladı, Tecavüz Yasal Olsaydı, Şişman Bir Hanım, Yanlış Çocuk Öldü, Benim Başıma Geleceğini Hiç Düşünmemiştim, Usulca Gitme, İki Tebessüm, Üç Açılmamış Mektup, Terapide Tek Eşlilik, Sahibini Arayan Düşler " şeklinde sıralanmış on adet psikoterapi öyküsünden oluşuyor. 

İçerik kısmına dalacak olursak: yazgı ve varoluş acısı, yas, kabul görme, hastalıklı aşk, yaşam amacını yitirme, kaygılar ve korkular...

Bu tarz kitaplar, günümüzde oldukça popüler. Yaşanmış hikayelerin yer aldığı yerli diziler de fazlaca türedi. Bu yaygınlık genel olarak kalıp bir yargı oluştursa da Yalom ayrıdır benim için. Böyle kitapları okumak bireysel olarak, kendi içsel dünyama ışık tutuyor, kozmik bir bakış açısı edinmemi, var oluşumun derinliklerindeki duyguları, düşünceleri bilir kişi tarafından yorumlamamı sağlıyor...

***

"Anne ve babayı ya da çok eski bir arkadaşı kaybetmek çoğu kez geçmişi kaybetmektir: ölen kişi çok eski dönemlerin değerli olaylarının yaşayan tek tanığı olabilir. Ama bir çocuğu kaybetmek geleceği kaybetmektir: kaybedilen, kişinin yaşam projesinin ta kendisidir- ne için yaşadığı, gelecekte kendini nasıl tasarladığı, ölümü aşmayı umut edebileceğidir- insanın çocuğu aslında onun ölümsüzlük projesidir."(s.157-158)

"Zorunlu meşguliyetler çoğu kez büyük kayıplara uğrayanların dostu olup yas döneminin ilk safhalarında ilgiyi başka taraflara çekmek gibi hayırlı bir iş yaparlar."(s. 206)

"Depresyona her gömülüşünde tekrar tırmanıp yukarı çıktığını anımsa. Depresyonun iyi bir yanı-tek iyi yanı- her zaman sona ermesidir."(s. 253)

"Bir yaşam hiçbir zaman yanlış bir patika yüzünden ters gitmez; ana yol yanlış olduğu için ters gider."(s.264-265)

31 Mart 2024 Pazar

Açlık- Knut Hamsun

 


Yazmayı kendisine iş edinmiş, gururlu ve erdemli bir gencin açlıkla sınandığı bir yolculuk. Kahramanın iyi ve başarılı bir yazar olmak için verdiği çile dolu mücadele, övgüye değer. Gerçek bir yazı emekçisi diyebiliriz. Açlığın, inatçı kahramanımızın üzerindeki fiziksel ve ruhsal etkiler, duygulandırıyor insanı. Yıllar önce yazılmış bu eserden yola çıkarak, günümüzde de bitmeyen açlıkları düşündüm. Fizksel açlıklar, manevi açlıklar, ego açlığı, sevgi açlığı, ilgi açlığı vs.. İnsan var oldukça açlığın farklı yansımaları da hep olacaktır...

Norveçli yazar Knut Hamsun'un kendi hayatından izler taşıyan bu eser, 1920 yılında Nobel edebiyat ödülü de almış. O zaman Nobel ödüllü yazarları okuma listeme bir yenisini daha ekleyelim💙

***

"Gözlerimi açar açmaz eski alışkanlık, düşünmeye başladım; bugünlük bir ümit var mı diye."

"Bir insanın en candan, en hararetli bütün girişimlerinin yüzde yüz boşa gitmesinde bir hikmet var mıydı, neydi?"



13 Mart 2024 Çarşamba

Yaratılan, 2023


Yönetmen Çağan Irmak atmosferine alışık olanların izleyebileceği sekiz bölümlük mini bir dizi.

Anlatı kısmında yazar Mary Shelley'in, Frankenstein adlı romanından esinlenilmiş. Uyarlama değil ilham kaynağı olmuş. Konusu genel hatlarıyla, genç ve azimli bir tıp öğrencisi olan Ziya'nın İstanbul'da yaşadıkları ve eskiden babasının da tanıdığı İhsan Hoca ile yollarının kesişmesiyle, sürükleyici olayların odağı haline gelmesi...

İnsanın yaratma arzusu, bilimin sınırlarını zorlaması, kendinden olmayanı dışlaması, körü körüne bağlanılan namus kavramı, tabular, sonsuzluk arayışı, yaşadıkça kendinde yarattığı canavarsı yön ya da duygularını bastırdıkça ortaya çıkan yapay benliğiyle çatışması... 

Diziyi izledikten sonra sesli kitap olarak, Frankenstein kitabını da dinledim... Bu kadar gotik hava yeter be kuzum,   Adamlar'a kulak verelim:)